Batı Anadolu uç bölgesinin doğuşu, XIII. yüzyıldaki Türk göçleri, Bizans sınır politikaları ve Türkmen boylarının bölgedeki etkileriyle şekillenmiştir. Batı Anadolu uç bölgesinin doğuşu, Anadolu Selçuklu Devleti’nin Moğol baskısıyla zayıflamasıyla birlikte, sosyal ve siyasi bir yeniden yapılanma sürecini başlatmıştır. Bu süreçte, Batı Anadolu uç bölgesinin doğuşu, hem Bizans sınır bölgelerinde oluşan yeni dinamikleri hem de Türkmen boylarının bu bölgedeki etkilerini kapsamıştır. Türk göçleri ve yerel unsurlar arasındaki etkileşim, Batı Anadolu uç bölgesinin doğuşu için önemli bir zemin hazırlamış ve Osmanlı Beyliği’nin yükselişinde kritik bir rol oynamıştır.
Batı Anadolu Uç Bölgesinin Doğuşu ve Osmanlı’nın Yükselişi
Batı Anadolu Uç Bölgesinin Doğuşu
Giriş
Batı Anadolu uç bölgesi, Anadolu tarihinin kritik dönüm noktalarından birini temsil eder. Bu bölge, Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi ve Osmanlı Beyliği’nin temelinin atılması sürecinde önemli bir rol oynamıştır. XIII. yüzyıldaki siyasi ve sosyal çalkantılar, uç bölgelerinin şekillenmesine zemin hazırlarken, bu coğrafyada kurulan beylikler, Osmanlı’nın yükselişi için uygun bir ortam oluşturmuştur.
Batı Anadolu Uç Bölgesinin Tarihsel Arka Planı
1071 Malazgirt Zaferi ve Türklerin Anadolu’ya Yerleşimi
1071 Malazgirt Zaferi, Türklerin Anadolu’ya kalıcı olarak yerleşmesinin önünü açan önemli bir dönüm noktasıdır. Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın zaferiyle Bizans’ın doğu sınırları Türk akınlarına açılmış, Türk boyları Anadolu’nun çeşitli bölgelerine dağılmıştır. Bu süreçte Anadolu’da Selçuklu idaresi kurulmuş, Türkler hem göçebe hem yerleşik hayat tarzlarını bir arada sürdürmüştür. Malazgirt Zaferi sonrasında Anadolu’nun Türkleşmesi hızlanmış ve bu durum XIII. yüzyıldaki daha büyük göç dalgalarıyla devam etmiştir.
XIII. Yüzyıl: Moğol Baskısı ve Büyük Göçler
XIII. yüzyılın başlarında, Orta Asya’da Moğolların hâkimiyeti genişledikçe, İran, Azerbaycan ve Horasan bölgelerindeki Türk nüfusu Anadolu’ya göç etmeye başlamıştır. Moğolların 1220’lerde Harezmşahlar ve diğer Türk devletlerini yenilgiye uğratması, milyonlarca insanı yerlerinden etmiştir. Özellikle 1243’teki Kösedağ Savaşı sonrası Anadolu Selçuklu Devleti Moğol baskısı altına girmiş, Selçuklu sultanlarının otoritesi zayıflamıştır. Bu süreçte Türkmen boyları, merkezi yönetimin kontrolünden çıkarak Anadolu’nun batısındaki uç bölgelerine yönelmiştir.
Uç Bölgesine Türkmen Göçleri ve Sosyal Etkileşim
Türkmen boylarının Anadolu’nun batı uç bölgelerine göçü, sadece Selçuklu idaresini değil, Bizans İmparatorluğu’nun sınır bölgelerini de doğrudan etkilemiştir. Göçmen gruplar arasında dervişler, babalar ve şeyhler gibi dini önderler de bulunuyordu. Bu liderler, Türk göçebe toplumunun manevi yapılarını destekleyerek sosyal bütünleşmeye katkı sağladı. Aynı zamanda Bizans tebaası ile Türkmen toplulukları arasında hem çatışma hem de kültürel etkileşim yaşanmıştır. Yerleşimciler, uç bölgelerinde tarım ve ticareti geliştirerek hem Selçuklu devletine hem de yeni oluşan beyliklere ekonomik bir temel sağlamıştır.
Uç Bölgelerinin Şekillenmesi
XIII. yüzyılın ikinci yarısında Türkmen boyları, Moğol baskısından kaçarak Anadolu’nun batısındaki uç bölgelerde yoğunlaşmıştır. Özellikle Germiyanoğulları, Karesi, Aydın ve Osmanlı gibi beyliklerin doğuşu, bu dönemin hareketliliğinin bir sonucudur. Bu beylikler, Bizans sınırlarına yakın bölgelerde hem savunma hem de saldırı amaçlı faaliyetlerini sürdürmüş, böylece Osmanlı Beyliği’nin temelleri atılmıştır.
Bu tarihi süreç, Anadolu’nun Batı uçlarını sosyal, ekonomik ve askeri bir geçiş noktası haline getirerek Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük bir gücün doğuşuna zemin hazırlamıştır.
Uç Bölgesi Nedir?
Uç bölgesi, XIII. yüzyılda Türkler ile Bizans İmparatorluğu arasındaki sınır hattında şekillenmiş, siyasi, askeri ve sosyal açıdan özgün bir yapıyı temsil eder. Bu bölgeler, Türklerin Anadolu’ya yerleşmesiyle başlayan göç dalgalarının son durağı olmuş, aynı zamanda Bizans sınırına yakın oldukları için birer savunma ve saldırı hattı olarak işlev görmüştür. Uç bölgeleri, Türkmen boylarının yerleştiği, dini ve kültürel hayatın yoğunlaştığı, aynı zamanda çeşitli etnik grupların karşılaştığı bir sosyal karışım alanıdır.
Uç Bölgelerinin Siyasi ve Askeri Yapısı
Uç bölgesi, başlangıçta Selçuklu Devleti tarafından Moğol baskısından kaçan Türkmen boylarının yerleştirildiği alanlar olarak şekillenmiştir. Moğol istilası sonrasında Anadolu’nun iç bölgelerinde yerleşik hayatlarını sürdüren Türkmenler, Selçuklu yönetiminin zayıflamasıyla sınır bölgelere sevk edilmiştir. Bu sevk, hem Selçuklu iç düzenini koruma amacı taşımış hem de Bizans’a karşı sınır hattında bir tampon bölge oluşturmuştur. Uç bölgeleri, göçebe Türkmen topluluklarının siyasi ve askeri teşkilatlarına uygun bir ortam sağlamış, bu da daha sonra Osmanlı gibi güçlü bir devletin kurulmasına zemin hazırlamıştır.
Bu bölgelerdeki liderlik, genellikle aşiret beyleri tarafından yürütülmüş ve bu beyler, uç sınırında yer alan kaleler ve köyler üzerinde kontrol sağlamıştır. Türkmen boylarının askeri gücünden yararlanılarak Bizans’a karşı gaza ve akın faaliyetleri gerçekleştirilmiş, bu faaliyetler uç bölgesinin hem askeri hem de ekonomik temelini oluşturmuştur.
Sosyal ve Kültürel Dinamikler
Uç bölgeleri, yalnızca askeri bir hat değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir etkileşim alanıydı. Türkmen göçebeler, uç bölgelerinde dervişler, şeyhler ve babalar gibi dini liderlerin rehberliğinde İslami bir kimlik geliştirmiştir. Ancak bu kimlik, sert bir dini yapıdan ziyade, farklı etnik ve dini gruplarla uyumlu bir birlikteliği esas alıyordu. Türkmen toplulukları ile yerleşik Bizans tebaası arasında hem çatışmalar hem de kültürel etkileşimler yaşanmıştır. Bu etkileşim, bölgede ekonomik hayatın canlanmasını ve farklı grupların birlikte yaşama pratiği geliştirmesini sağlamıştır.
Osmanlı Beyliği’nin Uç Bölgelerinden Doğuşu
Uç bölgeleri, Osmanlı Beyliği’nin ortaya çıkışı için önemli bir temel oluşturmuştur. XIII. yüzyılın sonlarına doğru, uçlarda kurulan siyasi ve askeri yapılar, Osman Bey gibi liderlerin kendi güçlerini konsolide etmelerine olanak tanımıştır. Osmanlı Beyliği, uç bölgesindeki göçebe Türkmen boylarının liderliğinde Bizans sınırında yürüttüğü gaza faaliyetleriyle kısa sürede yükselmiş ve bu dinamikleri etkili bir devlet yapısına dönüştürmüştür.
Uç bölgeleri, XIII. yüzyılın çalkantılı ortamında Anadolu’nun yeniden şekillenmesine ve Osmanlı İmparatorluğu gibi bir cihan devletinin doğuşuna zemin hazırlayan önemli bir yapı taşıdır. Bu bölgeler, hem yerel hem de uluslararası tarihi etkileyen bir etkileşim alanı olarak önemini korumuştur.
Sosyo-Kültürel Yapı
Dini ve Manevi Unsurlar
Uç bölgeleri, sadece bir siyasi sınır hattı olmanın ötesinde, dini ve manevi hayatın şekillendiği önemli bir etkileşim alanıydı. Dervişler, babalar ve şeyhler gibi dini liderler, Türkmen topluluklarının bir araya gelmesinde ve sosyal yapının güçlenmesinde merkezi bir rol oynamıştır. Bu liderler, uç bölgelerinde yaşayan Türkmen topluluklarına rehberlik ederek, manevi bir birliktelik sağlamışlardır. Ancak, bu dini yaklaşım sert ve çatışmacı bir çizgi yerine daha yumuşak, kapsayıcı ve birleştirici bir anlayışı benimsemiştir. Cihat ve gaza kavramları, uç bölgelerinde mevcut sosyal dinamiklerle harmanlanarak daha bütünleştirici bir ideolojiye dönüşmüştür.
Türk ve Bizans Toplumları Arasındaki Etkileşim
Uç bölgeleri, Türkmen toplulukları ile Bizans tebaası arasında yoğun sosyal ve ekonomik etkileşimlerin yaşandığı bir alan olarak dikkat çeker. Bu bölgelerde yaşayan Türkmenler, göçebe yaşam tarzını sürdürmekle birlikte, yerleşik hayata dair unsurları da benimsemeye başlamışlardır. Bu durum, yerli Bizans halkı ile Türkmenler arasında ticari ve tarımsal işbirliklerini mümkün kılmıştır. Sık sık çatışmalar yaşansa da, bu etkileşim, farklı kültürlerin bir arada var olmasını sağlamış ve bölgede bir tür sosyal denge kurulmasına yardımcı olmuştur.
Sosyal Yapının Çeşitliliği
Uç bölgeleri, sadece Türkmenlerin değil, aynı zamanda Bizans’ın farklı etnik ve dini unsurlarının da yaşadığı bir sosyal mozaik sunmuştur. Türkmen toplulukları arasında yalnızca Müslüman Türkler değil, çeşitli etnik gruplardan savaşçılar ve yerleşik köylüler de bulunuyordu. Bölge, Türkmenlerin göçebe gelenekleriyle Bizans’ın yerleşik kültürünün kaynaştığı bir alan haline gelmişti. Özellikle dini ve kültürel liderlerin toplum üzerindeki etkisi, bu çok kültürlü yapının bir arada tutulmasında önemli bir faktör olmuştur.
Uç Bölgelerinin Dini Rolü
Dini liderler, yalnızca manevi rehberlik sunmakla kalmamış, aynı zamanda Türkmen topluluklarının Bizans sınırındaki varlıklarını meşrulaştıran bir ideolojik temel sağlamıştır. Bu liderler, toplumu bir arada tutacak dini bir çatı oluşturmuş, farklı etnik ve dini gruplarla uyumlu bir şekilde çalışmışlardır. Bu, uç bölgelerinin hem iç istikrarını sağlamış hem de Osmanlı Beyliği’nin gelecekteki sosyo-kültürel yapısının temellerini atmıştır.
Ekonomik ve Kültürel Katkılar
Uç bölgelerinde Türkmen topluluklarının tarım, ticaret ve zanaatkârlık faaliyetleri, ekonomik hayatın canlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca, Türkmenlerin getirdiği gelenekler ve sanat anlayışı, Bizans kültürüyle etkileşim halinde bölgeye özgü bir kültürel harmoni yaratmıştır. Bu kültürel etkileşim, yalnızca uç bölgeleriyle sınırlı kalmamış, Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş kültürel zenginliğinin temellerinden birini oluşturmuştur.
Uç bölgelerinin sosyo-kültürel yapısı, XIII. yüzyılda Anadolu’nun toplumsal dönüşümünü anlamak açısından önemli bir pencere sunmaktadır. Bu yapı, Osmanlı Beyliği’nin yükselişi için güçlü bir temel oluşturmuş ve bölgenin tarihsel önemini artırmıştır.
Siyasi ve Askeri Yapı
Batı Anadolu’da Beyliklerin Doğuşu
Batı Anadolu uç bölgesi, XIII. yüzyılda Türkmen boylarının yerleştiği ve siyasi yapılarının şekillendiği önemli bir coğrafya olarak ön plana çıkmıştır. Bu dönemde Germiyanoğulları, Karesi, Aydın, Saruhan ve Menteşe gibi güçlü Türkmen beylikleri bu bölgede kurulmuş, Ege Denizi’ne doğru genişleyerek ekonomik ve askeri açıdan güç kazanmışlardır. Selçuklu Devleti’nin zayıflaması ve Moğol baskısının artmasıyla bu beylikler, yerel halkın da desteğiyle bağımsız hareket etmeye başlamıştır. Bu süreçte uç bölgeleri, Türkmen beyliklerinin Bizans’a karşı akın düzenlediği ve bölgesel otorite kazandığı birer üs haline gelmiştir.
Osmanlı Beyliği’nin Ortaya Çıkışı
Osmanlı Beyliği, başlangıçta bu uç beyliklerinden biri olarak Germiyanoğulları ve Karesi gibi daha büyük beyliklerin gölgesinde yer almıştır. Ancak Osman Bey’in stratejik liderliği ve jeopolitik avantajları ustalıkla kullanması, bu beyliği kısa sürede öne çıkarmıştır. Özellikle Osman Bey, Bizans sınırında gerçekleştirdiği akınlarla ve Bafeus Savaşı’ndaki (1302) başarısıyla dikkat çekmiştir. Bu zafer, Osmanlı Beyliği’nin bir siyasi teşekkül olarak ortaya çıkışının ilk somut adımlarından biri olmuştur. Osman Bey, elde ettiği zaferleri sadece askeri başarılar olarak değil, aynı zamanda bölgedeki Türkmenler arasında birleştirici bir unsur olarak kullanmıştır.
Beyliklerin Siyasi Yapısı
Batı Anadolu’daki Türkmen beylikleri, Bizans’a karşı düzenledikleri akınlarla askeri gücünü kanıtlarken, kendi içlerinde hiyerarşik bir düzen oluşturmuşlardır. Bu beylikler, yerel liderlerin yönetiminde bağımsız hareket eden savaşçı gruplardan oluşuyordu. Osman Bey gibi liderler, bu savaşçı grupların desteğini kazanarak bölgesel otoritelerini pekiştirdiler. Fethedilen toprakların Türkmen beyleri arasında dağıtılmasıyla yeni yerleşim ve üretim alanları oluşturuldu. Bu da ekonomik ve askeri açıdan sürdürülebilir bir düzenin temellerini attı.
Bafeus Savaşı ve Osmanlı’nın Güçlenişi
1302 yılında gerçekleşen Bafeus Savaşı, Osman Bey’in Bizans’a karşı kazandığı büyük bir zafer olarak tarih sahnesine geçmiştir. Bu zafer, Osmanlı Beyliği’nin uluslararası alanda tanınmasını sağlamış ve bölgedeki diğer Türkmen beylikleri üzerinde Osman Bey’in otoritesini güçlendirmiştir. Osman Bey’in Bizans sınırındaki kalelere yönelik düzenlediği akınlar, hem siyasi gücünü artırmış hem de Bizans savunma hattını zayıflatmıştır. Bu süreç, Osmanlı Beyliği’nin sınırlarını genişletmesini kolaylaştırmış ve bölgenin ekonomik gücünü artırmıştır.
Osmanlı’nın Siyasi ve Askeri Yenilikleri
Osman Bey, uç bölgesindeki geleneksel Türkmen savaşçı gruplarını modern bir askeri düzene dönüştürmeyi başarmıştır. Aşiret temelli bir liderlikten devlet yapısına geçiş sürecinde, Osmanlı Beyliği fetihlerle elde edilen topraklarda güçlü bir idari yapı kurmuştur. Bu süreçte Osman Bey’in silah arkadaşları arasında yer alan savaşçı beyler, bölgesel yönetimin kurulmasında önemli rol oynamıştır.
Sonuç: Osmanlı’nın Yükselişi
Batı Anadolu uç bölgesinde kurulan siyasi ve askeri düzen, Osmanlı Beyliği’nin doğuşunda hayati bir öneme sahiptir. Osman Bey, bölgedeki Türkmen beyliklerinin arasında hızla yükselerek Osmanlı Beyliği’nin temelini atmış ve kısa sürede bir imparatorluğun ilk adımlarını atmıştır. Uç bölgelerinin stratejik avantajları, Osmanlı’nın sonraki yüzyıllardaki büyük zaferlerinin temelini oluşturmuştur. Bu dinamik yapı, sadece Osmanlı’nın değil, tüm Anadolu’nun siyasi ve askeri tarihine yön vermiştir.
Uç Bölgesinin Osmanlı Tarihindeki Önemi
Osmanlı Beyliği’nin Doğuşundaki Stratejik Rol
Batı Anadolu uç bölgesi, Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda hem siyasi hem de askeri açıdan kritik bir rol oynamıştır. XIII. yüzyılın sonlarında, Moğol baskısıyla Anadolu’nun doğusundan batısına doğru kayan Türkmen toplulukları, uç bölgelerinde yoğunlaşarak bu coğrafyanın sosyo-politik yapısını şekillendirmiştir. Bölgenin coğrafi özellikleri, hem savunma hem de saldırı stratejileri açısından Osmanlı Beyliği’ne önemli avantajlar sunmuştur. Bizans sınırına yakınlığı ve zengin doğal kaynaklarıyla bu bölgeler, Osmanlı’nın büyüme sürecinde bir sıçrama tahtası işlevi görmüştür.
Türkmen Boyları ve Yerli Unsurların Uyumu
Osmanlı Beyliği’nin başarısında, uç bölgelerinde yaşayan Türkmen boyları ile yerel Bizans tebaası arasındaki etkileşim büyük önem taşımaktadır. Türkmenler, bölgede askeri ve ekonomik açıdan dinamik bir güç oluştururken, yerli Bizans halkıyla kurulan ticari ve sosyal ilişkiler Osmanlı Beyliği’nin daha sağlam bir temel üzerinde gelişmesine olanak tanımıştır. Bu etkileşim, farklı kültürel ve dini grupların bir arada yaşadığı bir ortam yaratarak Osmanlı’nın hoşgörülü yönetim anlayışının ilk tohumlarını atmıştır.
Osman Bey’in Liderliği ve Stratejik Hamleler
Osman Bey, uç bölgesindeki karmaşık yapıyı düzenli bir beylik-devlet modeline dönüştüren önemli bir lider olarak tarihe geçmiştir. Onun liderliğinde, Bizans sınırındaki kalelere ve savunma hatlarına yapılan düzenli akınlar, Osmanlı’nın bölgedeki gücünü pekiştirmiştir. Bafeus Savaşı gibi zaferler, Osmanlı Beyliği’nin uluslararası alanda tanınmasını sağlamış ve Osman Bey’in liderliğini diğer Türkmen beyleri arasında öne çıkarmıştır. Osman Bey’in, savaşçı Türkmen gruplarını siyasi bir teşkilatın parçası haline getirmesi, Osmanlı Beyliği’nin kurumsal yapısının temelini oluşturmuştur.
Uç Bölgesinin Ekonomik ve Askeri Katkısı
Uç bölgelerinde ekonomik üretimin artması ve tarım, ticaret gibi alanların canlanması, Osmanlı’nın askeri başarılarını desteklemiştir. Fethedilen topraklardan elde edilen gelirler, Osmanlı ordusunun daha düzenli ve güçlü bir yapıya kavuşmasını sağlamıştır. Ayrıca, uç bölgesindeki Türkmen savaşçılar, Osman Bey’in ilk fetihlerinde kilit bir rol oynamış, Osmanlı’nın erken dönem askeri teşkilatının temel taşlarını oluşturmuştur.
Osmanlı Devleti’nin Temelleri
Batı Anadolu uç bölgesi, Osmanlı Beyliği’nin yalnızca askeri başarılarını değil, aynı zamanda idari ve sosyal yapısını da şekillendirmiştir. Osman Bey, bu bölgedeki karışıklıkları düzenli bir siyasi yapıya dönüştürerek güçlü bir merkezi devlet modelinin temellerini atmıştır. Uç bölgelerinin sosyo-ekonomik dinamikleri, Osmanlı’nın ilerleyen yıllarda Balkanlar ve Orta Avrupa’da genişlemesine zemin hazırlamıştır.
Sonuç: Uç Bölgelerinin Tarihsel Önemi
Batı Anadolu uç bölgesi, Osmanlı’nın kuruluş yıllarındaki en kritik coğrafi ve sosyal alanlardan biri olmuştur. Türkmen boyları ve yerli halk arasındaki etkileşim, Osmanlı Beyliği’nin erken dönem başarısında belirleyici bir faktör olmuştur. Osman Bey’in liderliğinde uç bölgeleri, yalnızca bir sınır hattı olmaktan çıkarak Osmanlı’nın imparatorluğa dönüşüm sürecindeki en önemli yapı taşlarından biri haline gelmiştir. Bu bölge, Osmanlı’nın büyüme hikayesinin başlangıç noktasıdır ve Anadolu tarihindeki önemini korumaktadır.
Sonuç
Batı Anadolu uç bölgesi, yalnızca bir sınır hattı değil, aynı zamanda Osmanlı’nın yükselişini mümkün kılan bir sosyal ve siyasi laboratuvar işlevi görmüştür. XIII. yüzyılın sonlarından itibaren bu bölgede oluşan dinamikler, Osmanlı’nın bir cihan devleti haline gelmesinin önünü açmıştır. Bu nedenle, uç bölgelerinin doğuşu, Anadolu tarihinin en önemli dönemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
- Bostan, İ. (2006). Beylikten İmparatorluğa: Osmanlı Denizciliği. İstanbul: Kitap Yayınevi.
- Emecen, F. M. (2009). Osmanlı Klasik Çağında Siyaset. İstanbul: Timaş Yayınları.
- İnalcık, H. (2009). Devlet-i Aliyye – Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar – 1: Klasik Dönem (1302-1606): Siyasal, Kurumsal ve Ekonomik Gelişim. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
- Kunt, M. (2002). “Süleyman Dönemine Kadar Devlet ve Sultan: Uç Beyliğinden Dünya İmparatorluğuna.” Kanuni ve Çağı: Yeniçağda Osmanlı Dünyası, ed. M. Kunt & C. Woodhead, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
- Pachymeres, G. (13. yüzyıl). Bizans Tarihi. Çeşitli çağdaş yorumlar ve analizler için referans olarak kullanılmıştır.
- İnalcık, H. (2010). Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481). İstanbul: İSAM Yayınları
Akademik Çalışmalar
- İnalcık, H. (2007). Osmanlı Beyliği’nin Kurucusu Osman Beg. BELLETEN, 71(261), 479-536. DergiPark
- Özbey, K. (2024). Osmanlı Uç Toplumu: Kuruluş Döneminde Osmanlı’da Sınırlara Sosyolojik Bir Bakış. History Studies, 16(4), 555-569. DergiPark
- Baştav, Ş. (2004). Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu Esnasında Bizans ve Avrupa. BELLETEN, 68(251), 63-104. DergiPark
- Doğan, H. (2014). Yerli ve Yabancı Literatürde Kuruluşu Tartışılan İmparatorluk: Osmanlılar. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 4(1), 161-175. DergiPark
- Şafak, N. (2012). Osmanlı Kuruluş Döneminde Devlet. BELLETEN, 76(276), 431-454. DergiPark
- Demir, Y. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve Bizans-Avrupa Ekseninde Cereyan Eden Münasebetler. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 1-15. DergiPark
- Cide, Ö. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sorunu. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 16-30. DergiPark
- Demirci, S. (2015). Osmanlı Kuruluş Dönemi Tartışmaları. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tarih Dergisi, (1), 1-14. DergiPark
- Şafak, N. (2012). Osmanlı Kuruluş Döneminde Devlet. BELLETEN, 76(276), 431-454. DergiPark
- Demir, Y. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve Bizans-Avrupa Ekseninde Cereyan Eden Münasebetler. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 1-15. DergiPark
- Cide, Ö. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sorunu. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 16-30. DergiPark
- Demirci, S. (2015). Osmanlı Kuruluş Dönemi Tartışmaları. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tarih Dergisi, (1), 1-14. DergiPark
- Şafak, N. (2012). Osmanlı Kuruluş Döneminde Devlet. BELLETEN, 76(276), 431-454. DergiPark
- Demir, Y. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve Bizans-Avrupa Ekseninde Cereyan Eden Münasebetler. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 1-15. DergiPark
- Cide, Ö. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sorunu. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 16-30. DergiPark
- Demirci, S. (2015). Osmanlı Kuruluş Dönemi Tartışmaları. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tarih Dergisi, (1), 1-14. DergiPark
- Şafak, N. (2012). Osmanlı Kuruluş Döneminde Devlet. BELLETEN, 76(276), 431-454. DergiPark
- Demir, Y. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve Bizans-Avrupa Ekseninde Cereyan Eden Münasebetler. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 1-15. DergiPark
- Cide, Ö. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sorunu. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 16-30. DergiPark
- Demirci, S. (2015). Osmanlı Kuruluş Dönemi Tartışmaları. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tarih Dergisi, (1), 1-14. DergiPark
- Şafak, N. (2012). Osmanlı Kuruluş Döneminde Devlet. BELLETEN, 76(276), 431-454. DergiPark
- Demir, Y. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve Bizans-Avrupa Ekseninde Cereyan Eden Münasebetler. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 1-15. DergiPark
- Cide, Ö. (2014). Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sorunu. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (41), 16-30. DergiPark
- Demirci, S. (2015). Osmanlı Kuruluş Dönemi Tartışmaları. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tarih Dergisi, (1), 1-14.
İlgili Bağlantılar
Osmanlı Beyliği’nin Kuruluş Yıllarında Anadolu’da Siyasi Ortam(Yeni sekmede açılır)
Osmanlı Beyliği’nin İlk Siyasi-Askeri Faaliyetleri(Yeni sekmede açılır)
Osmanlı Beyliği’nin Kuruluşu ve Osman Bey’in Liderliği(Yeni sekmede açılır)
İlk Osmanlılar ve Anadolu’da Tarih Sahnesine Çıkışları(Yeni sekmede açılır)