Sevr Barış Antlaşması Sürecinde Yaşanan Olaylar, Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olarak dikkat çeker. Paris Barış Konferansı’ndan San Remo Konferansı’na kadar uzanan bu süreçte, Türk milletinin geleceğini belirleyen kararlar alınmış ve TBMM, Sevr Barış Antlaşması’na karşı net bir tavır sergilemiştir. Sevr Barış Antlaşması Sürecinde Yaşanan Olaylar, Türk bağımsızlık mücadelesinin siyasi ve diplomatik boyutunu gözler önüne sermektedir.
Sevr Barış Antlaşması Sürecinde Yaşanan Olaylar
Sevr Barış Antlaşması Sürecinde Yaşanan Olaylar
Giriş
Sevr Barış Antlaşması, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde büyük bir dönüm noktasıdır. Bu antlaşma, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı sonrasında karşı karşıya kaldığı en ağır siyasi ve toprak kayıplarını içermektedir. Ancak bu süreç, sadece antlaşmanın kendisiyle sınırlı kalmamış, Paris Barış Konferansı’ndan başlayarak San Remo ve Londra Konferansları gibi uluslararası toplantılarla şekillenmiştir. Türk milleti ve özellikle TBMM, bu antlaşmaya karşı güçlü bir direnç sergileyerek bağımsızlık mücadelesini devam ettirmiştir.
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)
Konferansın Genel Amacı
Paris Barış Konferansı, I. Dünya Savaşı’nın ardından düzenlenen en kapsamlı uluslararası toplantılardan biridir. 18 Ocak 1919’da başlayan bu konferans, savaşın galip devletleri olan İngiltere, Fransa, ABD ve İtalya’nın öncülüğünde, savaş sonrası dünya düzenini şekillendirmek amacıyla toplanmıştır. Toplantıda, yenik devletlerin topraklarının nasıl paylaşılacağı, yeni devletlerin sınırlarının nasıl belirleneceği ve gelecekte barışın korunması için alınacak tedbirler tartışılmıştır. Konferansın temel hedefi, savaşın yol açtığı yıkımı tamir etmek ve galip devletlerin çıkarlarını koruyacak bir düzen kurmaktı.
İzmir’in Yunanistan’a Verilmesi
Konferans sırasında alınan en tartışmalı kararlardan biri, İzmir ve çevresinin Yunanistan’a verilmesi olmuştur. Bu karar, Yunanistan’ın topraklarını genişletme politikalarının bir parçası olarak sunulmuş ve özellikle İngiltere ve Fransa tarafından desteklenmiştir. İzmir’in Yunanistan’a verilmesi kararı, Türk milletinde büyük bir hayal kırıklığı ve öfke yaratmıştır. Anadolu’da işgal güçlerine karşı başlayan direniş hareketi, bu kararla birlikte daha geniş bir destek kazanmış ve halkın mücadele azmini artırmıştır.
Türk Kamuoyundaki Tepkiler
Paris Barış Konferansı’nda alınan kararlar, Türk kamuoyunda büyük tepkilere yol açmıştır. Özellikle İzmir’in işgali, halkın bağımsızlık duygularını derinden sarsmış ve Millî Mücadele’nin temel motivasyonlarından biri haline gelmiştir. Türk basını, bu kararı eleştiren yazılar yayımlayarak kamuoyunu bilgilendirmiş ve direnişi desteklemiştir. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa gibi liderler, bu kararların Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini daha da güçlendireceğini ifade etmişlerdir.
Konferansın Sonuçları
Paris Barış Konferansı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini derinden etkileyen kararların alındığı bir platform olmuştur. İzmir’in Yunanistan’a verilmesi kararı, Türk direnişinin haklılığını uluslararası arenada daha görünür kılmıştır. Bu konferans, Türk milletinin yalnızca işgale karşı değil, aynı zamanda kendi kaderini tayin etme hakkını savunmak için başlattığı mücadelede önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Birinci Londra Konferansı (12 Şubat 1920)
Konferansın Amacı
Birinci Londra Konferansı, I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti’nin taleplerini dile getirdiği ve galip devletlerle müzakere zemini aradığı önemli toplantılardan biridir. 12 Şubat 1920’de düzenlenen konferansın temel amacı, savaştan mağlup ayrılan Osmanlı Devleti’nin geleceğini belirleyecek sınır ve toprak düzenlemelerinin tartışılmasıydı. Ancak, galip devletlerin, özellikle İngiltere, Fransa ve İtalya’nın Osmanlı Devleti’ne yönelik ön yargılı ve sömürgeci yaklaşımları nedeniyle, Osmanlı’nın talepleri büyük ölçüde görmezden gelinmiştir.
Ermenistan Sınırı ve Diğer Tartışmalar
Konferansın önemli gündem maddelerinden biri, Osmanlı’nın doğu sınırlarının yeniden çizilmesiydi. Özellikle Ermenistan sınırlarının belirlenmesi konusu, galip devletler tarafından Osmanlı Devleti’nin aleyhine sonuçlanacak şekilde ele alınmıştır. Ermenistan’a geniş topraklar verilmesini öngören bu karar, Türk halkı tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Ayrıca Ege Bölgesi’nde Yunanistan lehine yapılan düzenlemeler, Anadolu’nun işgaline zemin hazırlayan adımlardan biri olarak dikkat çekmiştir.
Osmanlı Devleti’nin Talepleri
Osmanlı delegasyonu, konferansta devleti kurtarmaya yönelik bir dizi talep sundu. Bunlar arasında Türk milletinin toprak bütünlüğünün korunması, azınlık haklarının makul ölçülerde tanınması ve işgallerin durdurulması gibi hayati konular yer alıyordu. Ancak, bu talepler galip devletler tarafından dikkate alınmamış ve Osmanlı delegasyonu diplomatik olarak yalnız bırakılmıştır. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin uluslararası arenada zayıflığını bir kez daha ortaya koymuştur.
Konferansın Sonuçları
Birinci Londra Konferansı, Osmanlı Devleti için diplomatik bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Galip devletlerin dayattığı kararlar, Osmanlı’nın gelecekteki bölünmesine zemin hazırlamış ve Anadolu’daki direnişi güçlendirmiştir. Türk halkı, bu konferansta alınan kararlara karşı birleşerek bağımsızlık mücadelesine olan inancını artırmıştır.
Birinci Londra Konferansı, Türk milletinin Millî Mücadele yolundaki kararlılığını artıran bir dönüm noktası olmuştur. Alınan kararlar, Anadolu’da direnişin hızlanmasına ve halkın bir araya gelmesine vesile olmuştur.
San Remo Konferansı (19-26 Nisan 1920)
Konferansın Amacı ve İçeriği
San Remo Konferansı, I. Dünya Savaşı’nın ardından düzenlenen ve Osmanlı Devleti’nin kaderini belirleyen en kritik toplantılardan biridir. İngiltere, Fransa ve İtalya’nın liderliğinde gerçekleştirilen bu konferansın temel amacı, Osmanlı topraklarının galip devletler arasında nasıl paylaştırılacağını netleştirmekti. Konferans, Sevr Barış Antlaşması’nın esaslarının belirlenmesi için bir zemin hazırlamış, özellikle Orta Doğu ve Anadolu’nun paylaşımı konusunda önemli kararlar alınmıştır. Bu toplantıda, Osmanlı İmparatorluğu’nun artık bir dünya gücü olarak varlığını sürdüremeyeceği açık bir şekilde ifade edilmiştir.
Toprak Paylaşımı ve Petrol Anlaşmazlıkları
San Remo Konferansı’nda, Osmanlı toprakları üzerinde manda yönetimleri oluşturulması kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda, Suriye ve Lübnan Fransızlara, Filistin ve Irak ise İngilizlere bırakılmıştır. Bu bölgelerin paylaşıma açılmasında, yer altı kaynaklarının, özellikle petrolün önemi büyük rol oynamıştır. İngiltere ve Fransa arasında petrol bölgelerinin kontrolü konusunda yaşanan anlaşmazlıklar, toplantının önemli bir bölümünü oluşturmuştur. İtalya ise Anadolu’da kendisine vaat edilen toprakların yerine getirilmeyeceği endişesiyle bu süreçte diplomatik baskı uygulamıştır.
Sevr Barış Antlaşması’nın Hazırlıkları
San Remo Konferansı, Sevr Barış Antlaşması’nın detaylarının oluşturulduğu bir toplantı olarak öne çıkmıştır. Türk milletinin bağımsızlık haklarını tamamen göz ardı eden bu antlaşmanın hükümleri, Anadolu’nun büyük bir bölümünün işgalini öngörmüştür. Ayrıca Boğazlar ve İstanbul üzerindeki kontrol, uluslararası bir komisyonun yetkisine bırakılmıştır. Bu kararlar, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini daha da kararlılıkla sürdürmesine neden olmuştur.
Türk Milletinin Tepkisi
San Remo Konferansı’nda alınan kararlar, Türk milletinde büyük bir öfke ve direniş duygusu uyandırmıştır. Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki TBMM, bu kararları kesin bir şekilde reddetmiş ve Anadolu’nun işgaline karşı halkın desteğiyle Millî Mücadele’yi hızlandırmıştır. Türk basını, San Remo’da alınan kararları eleştirerek halkı bilinçlendirme çalışmalarına hız vermiştir.
Sonuç ve Tarihi Önemi
San Remo Konferansı, Sevr Antlaşması’nın temelini oluşturan kararların alındığı bir süreç olarak tarihe geçmiştir. Bu konferans, Osmanlı Devleti’nin uluslararası arenada yok sayıldığını ve Türk milletinin kaderinin başkaları tarafından çizilmek istendiğini açıkça ortaya koymuştur. Ancak bu süreç, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde kararlılığını artırmış ve ulusal direnişe güç katmıştır.
TBMM’nin Sevr Antlaşması’na Karşı Tepkisi
Sevr Antlaşması ve Türk Milletinin Bağımsızlık Hakları
Sevr Barış Antlaşması, Türk milletinin bağımsızlık haklarını tamamen yok sayan hükümler içeriyordu. Anadolu topraklarının büyük bir kısmının işgal edilmesini ve Türk milletinin siyasi, ekonomik ve askerî bağımsızlığını kaybetmesini öngören bu antlaşma, Türk halkında derin bir hayal kırıklığı ve öfke yarattı. Sevr, Türk milletinin onurunu ve varlığını tehdit eden bir belge olarak değerlendirildi.
TBMM’nin Kararlı Duruşu
23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Sevr Antlaşması’na karşı en net ve güçlü tepkiyi göstermiştir. Antlaşmanın Osmanlı Devleti’ni tamamen etkisiz hale getireceği ve Türk milletinin yok oluşuna zemin hazırlayacağı gerekçesiyle TBMM, bu antlaşmayı kesin bir şekilde reddetti. Mustafa Kemal Paşa liderliğinde toplanan meclis, Sevr’in kabul edilmemesini bağımsızlık mücadelesinin ön şartı olarak belirledi. TBMM, halkın iradesini temsil eden bir organ olarak, bağımsızlık mücadelesini yönetme yetkisini doğrudan üstlenmiştir.
Halkın Desteği ve Millî Mücadele’nin Güçlenmesi
Sevr Antlaşması’na karşı TBMM’nin gösterdiği kararlı duruş, Anadolu halkının birleşmesini sağlamış ve Millî Mücadele’nin güçlenmesine zemin hazırlamıştır. Halk, TBMM’nin liderliğinde Sevr’e karşı mücadele etmek için bir araya gelmiş ve işgallere karşı direnişi artırmıştır. Türk basını, Sevr Antlaşması’nın ağır koşullarını halka anlatarak direnişi destekleyen yayınlar yapmış ve kamuoyu oluşturmuştur.
Sonuç ve Türk Bağımsızlığı Üzerindeki Etkileri
TBMM’nin Sevr Antlaşması’na karşı tutumu, Türk milletinin bağımsızlık yolundaki en önemli adımlarından biri olmuştur. Bu tutum, ulusal bağımsızlık mücadelesinin haklılığını pekiştirmiş ve dünya kamuoyunda da Türk milletinin haklı davasını duyurmasına olanak sağlamıştır. TBMM’nin liderliği, Sevr’i reddederek Lozan Barış Antlaşması gibi daha adil bir barışın temellerini atmıştır.
Bilecik Görüşmesi (5 Aralık 1920)
Görüşmenin Tarihi ve Önemi
Bilecik Görüşmesi, Millî Mücadele’nin siyasi birliğini güçlendiren ve Türk bağımsızlık mücadelesinin seyrini belirleyen önemli bir toplantı olarak tarihe geçmiştir. 5 Aralık 1920’de gerçekleşen bu görüşme, İstanbul Hükûmeti ile TBMM arasında yapılan nadir temaslardan biridir. Görüşmenin temel amacı, Sevr Barış Antlaşması’nın Türk milletine kabul ettirilmesinin mümkün olmadığını açıkça ortaya koymak ve Anadolu’da başlayan bağımsızlık mücadelesine halkın desteğini artırmaktı.
Sevr Barış Antlaşması’na Karşı Ortak Tepki
Görüşmede, Sevr Barış Antlaşması’nın Türk milletinin geleceğini tehdit eden bir belge olduğu ve uygulanmasının mümkün olmadığı üzerinde durulmuştur. İstanbul Hükûmeti’nin pasif tutumuna rağmen, TBMM temsilcileri bu antlaşmanın Türk milletinin varlığına aykırı olduğunu ve kesinlikle kabul edilmeyeceğini bir kez daha ifade etmiştir. Sevr Antlaşması’na karşı bu tutum, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığını perçinlemiştir.
Mustafa Kemal Paşa’nın Liderliği
Bilecik Görüşmesi’nde Mustafa Kemal Paşa, Millî Mücadele’nin siyasi lideri olarak öne çıkmıştır. Paşa, İstanbul Hükûmeti temsilcileriyle yaptığı görüşmelerde, Türk milletinin haklı mücadelesini vurgulamış ve bu mücadelenin halkın iradesine dayandığını ifade etmiştir. Mustafa Kemal’in bu toplantıda sergilediği kararlı duruş, Millî Mücadele’nin liderliğini TBMM’ye kazandırmış ve halkın güvenini artırmıştır.
Görüşmenin Sonuçları ve Etkileri
Bilecik Görüşmesi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir kilometre taşı olmuştur. İstanbul Hükûmeti’nin desteğini kazanmak konusunda başarısız olsa da, görüşme TBMM’nin siyasi otoritesini pekiştirmiştir. Halkın, işgallere ve Sevr’e karşı birleşmesi sürecinde bu toplantı büyük bir moral ve motivasyon kaynağı olmuştur. Aynı zamanda, TBMM’nin halk üzerindeki otoritesini artırmış ve bağımsızlık mücadelesine olan inancı güçlendirmiştir.
Sonuç
Bilecik Görüşmesi, Millî Mücadele’nin siyasi birliğini sağlamlaştıran ve bağımsızlık mücadelesine ivme kazandıran önemli bir dönüm noktasıdır. Bu görüşme, TBMM’nin liderliğinde yürütülen direnişin haklılığını bir kez daha kanıtlamış ve halkın mücadele azmini artırmıştır.
Sonuç
Sevr Barış Antlaşması sürecinde yaşanan olaylar, Türk milletinin bağımsızlık azmini artırmış ve ulusal direnişin önemini pekiştirmiştir. Paris Barış Konferansı’ndan Bilecik Görüşmesi’ne kadar uzanan bu süreç, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı önemli bir dönem olmuştur. TBMM’nin antlaşmaya karşı kararlı duruşu, bağımsızlık mücadelesinin başarısını sağlayan en kritik adımlardan biri olmuştur.
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
- Acun, F., Sofuoğlu, A., Yılmaz, M., Anzerlioğlu, Y., Doğaner, Y., Gökgöz, S. S., & Aktaş, Ö. (2015). Atatürk ve Türk İnkılap Tarihi. Ankara: Siyasal Kitabevi.
- Akandere, O. (1999). “11 Nisan 1920 (1336) Tarihli Takvim-i Vekayi’de Kuvayı Milliye Aleyhinde Yayınlanan Kararlar”. Atatürk Yolu Dergisi, 24, 417-467.
- Atatürk, M. K. (2003). Nutuk (Haz. Zeynep Korkmaz). Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi.
- Meray, S., & Olcay, O. (1977). Osmanlı İmparatorluğunun Çöküş Belgeleri. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları.
- Müderrisoğlu, A. (2013). Kurtuluş Savaşı’nın Mali Kaynakları. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi.
- Kılıç, S. (2016). “İstiklal Harbinde Sovyetler Birliği’nden Gelen Yardımlar”. DTCF Dergisi, 56(1), 124-143.
- Helmreich, P. C. (1996). Sevr Entrikaları, Büyük Güçler, Maşalar, Gizli Antlaşmalar ve Türkiye’nin Taksimi. İstanbul: Sabah Kitapları.
- Macmillan, M. (2004). 1919 Paris Barış Konferansı ve Dünyayı Değiştiren 6 Ayın Hikayesi (Çev. B. Dişbudak). Ankara: ODTÜ Yayınları.
Akademik Çalışmalar
- Tağmat, C. D. (2016). Sevr Barış Antlaşması Sürecinde Eleftherios Venizelos: Görüşmeler, Konferanslar ve İmza. Journal of Eurasian Inquiries, 5(2), 307-339.
Erişim Linki - Ertan, T. F. (2018). Sevr ve Lozan Antlaşmaları Hakkında Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Atatürk Yolu Dergisi, (61), 23-45.
Erişim Linki - Yavuz, R. (2016). Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan Sevr Barış Antlaşması’na Giden Süreçte Türk Diplomasisi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi.
Erişim Linki - Şahin, N. (2018). Birinci Dünya Savaşı Sonunda İmzalanan İki Barış Antlaşması: Sevr ve Versay. Tarih Kritik Dergisi, 4(4), 62-66.
Erişim Linki - Kaya, M. (2018). Sevr Antlaşması Sonrası İzmir’de Ortaya Çıkan Vergi Sorunları ve ABD’nin Tepkisi. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 18(36), 45-60.
Erişim Linki
İlgili Bağlantılar
Birinci Dünya Savaşı Sonunda Mağlup Devletler: Antlaşmalar(Yeni sekmede açılır)
Osmanlı Devleti’ni Kurtarmaya Yönelik Fikir Akımları(Yeni sekmede açılır)
TBMM’nin Açılması ve Çalışmaları(Yeni sekmede açılır)
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti’nin Çöküş Süreci(Yeni sekmede açılır)
Kongreler ve Millî Teşkilatlanma Dönemi: Türk Milleti(Yeni sekmede açılır)